BATIK HAZİNE GEMİLERİ

Denizciler arasında yaygın bir inanışa göre açık denizlerde batan gemiler ve mürettebatları Davy Jones’un sandığını boylardı, başka bir deyişle ne geminin enkazına ne de içindekilere bir daha asla ulaşmak mümkün olmazdı. Ve taşıdıkları hazinelere gelince, onlarda deniz ruhlarının malı olurdu. Batık gemiler ve taşıdıkları kayıp hazinelere ait hikâyeler yüzyıllar boyunca denizcilerin ilgisini çeken konulardan biri oldu ve halen popülerliğini koruyor.

Efsaneler denizlerin dibinde yatan ve bir gün gün ışığına çıkmayı bekleyen inanılmaz boyutlarda hazinelerin varlığından söz ediyor ve tarihi kayıtlar da bu söylentileri haklı çıkarır durumda… Bu yazımızda batık hazine gemilerinden en ünlülerinin hikâyelerini araştırdık:

1502 – EL DORADO: İLAHİ ADALETİN TECELLİSİ

11 Temmuz 1502 günü Atlas Okyanusunda fırtınaya yakalanarak batan El Dorado, yüklü miktarda altın ve inci taşıyordu. El Dorado’nun başına gelen trajik kaza, kimilerine göre ünlü kâşif Kristof Kolomb’a yapılan haksızlığın sonunda ilahi adaletin tecellisiydi; hatta bu kaza Kolomb’un rakiplerinden intikam almak için büyü yaparak fırtına çıkarmakla suçlanmasına bile neden olmuş… Nasıl mı? İşte hikâyesi:

Yenidünyanın hazinelerini İspanya’ya götürmek için 1502 senesi haziranında El Dorado’nun da aralarında bulunduğu 31 karaveladan oluşan filo, Santo Domingo’da toplanarak sefer hazırlıklarına başlar. Antonio de Torres’in sancak gemisi El Dorado’nun yolcuları arasında Kolomb’u 2 sene önce tutuklatarak İspanya’ya gönderen entrikacı vali Francisco de Bobadilla da vardır.

1500 yılında Kristof Kolomb'un yerine vali olarak atanan Francisco de Bobadilla, ünlü kaşifi tutuklatarak İspanya'ya göndermişti.
1500 yılında Kristof Kolomb’un yerine vali olarak atanan Francisco de Bobadilla, ünlü kaşifi tutuklatarak İspanya’ya göndermişti.

Kaderin bir cilvesi olarak Bobadilla ile Kolomb’un yolları Santo Domingo’da bir kez daha çakışır. İspanyol filosunun sefer için hazırlık yaptığı günlerde son keşif seferini yapmakta olan Kolomb da Santo Domingo limanına ulaşır, ancak gemileri limana alınmaz. Denizde ağır ve durgun bir hava vardır ve Kolomb tecrübelerine dayanarak bunun yaklaşmakta olan büyük bir fırtınanın habercisi olduğunu anlar. Vali Bobadilla’yı sefere çıkmaması konusunda uyarmaya çalışsa da, kibirli vali Kolomb’u küçümseyerek kendisini dinlemeyi reddeder. Bunun üzerine limana giremeyen keşif filosu Jaina Nehri ağzında korunaklı bir yere sığınır, İspanyol filosu da hazırlıklarını tamamlayarak Temmuz başında İspanya’ya dönmek üzere Santo Domingo’dan doğuya yelken açar.

31 karaveladan oluşan İspanyol filosu 11 Temmuz 1502 günü Mona Geçidinde korkunç bir kasırgaya yakalanır, 12 saat boyunca etkili olan siklonik rüzgârlar ve devasa dalgalar gemilerin flotalarını paramparça eder. Aralarında El Dorado’nun da bulunduğu 20 gemi teknelerine dolan sularla batar, kalanların çoğu da dalgalarla kıyıya sürüklenerek parçalanır.

Gemisi fırtınaya yakalandığında Francisco de Bobadilla’nın aklından geçenleri tahmin etmek zor değil, herhalde hayatının son anlarında ünlü kâşifin uyarılarını dikkate almamanın bedelini ödediğini düşünmüştü. Ya da kim bilir, belki de Kolomb tarafından lanetlendiğini… Sonuçta Bobadilla ve Kolomb’un diğer rakipleri hayatını kaybedecek ve bu felaket Kolomb’un büyüyle gemileri batırdığı yolunda söylentilerin çıkmasına neden olacaktı.

Parçalanan gemiler tonlarca altın külçeleri ve incilerden oluşan muazzam bir hazine taşıyordu, fırtınanın durulmasından sonra kıyıya vuran gemilerin enkazından hazinenin bir miktarı çıkarıldı. Altının büyük bir bölümü toz ve külçe halinde El Dorado’nun ambarlarında istiflenmişti, taşıdığı hazinenin en değerli parçası ise 1,5 ton ağırlığında olduğu tahmin edilen som altından bir masaydı. Eğer Bobadilla İspanya’ya ulaşabilseydi, bu masayı şükran ifadesi olarak kendisini Kolomb’un yerine Batı Hint adaları Genel Valiliğine atayan Kral Ferdinand ve Kraliçe Isabella’ya sunacaktı. İşin ilginç tarafı, fırtınadan kurtularak İspanya’ya ulaşmayı başaran tek gemi, Kolomb’un kişisel servetini taşıyan filonun en zayıf gemisi Ajuga’ydı!

FLOR DO MAR - 1511
Flor do Mar – 1511

1511 – FLOR DO MAR: Malacca Krallığının başkentini (bugünkü Malezya) yağmalayan Alfonso d’Albuquerque komutasındaki Portekiz gemisi, 60 ton altın, 200 sandıktan fazla mücevher ve yüzlerce sandık gümüş para taşıyordu. Yola çıktıktan kısa bir süre sonra 20 Kasım 1511 gecesi Sumatra’nın kuzey kıyılarında fırtınaya yakalanarak battı. Malacca Sultanının ele geçirilen tahtı da Flor do Mar ile batan ganimetler arasındaydı.

1567 – İSPANYOL HAZİNE FİLOSU: Veracruz’dan İspanya’ya seyretmekte olan Amiral Juan Velasco de Barrio komutasındaki İspanyol filosu, 1567 yılında Porto Riko yakınlarında yakalandığı korkunç bir fırtınada Capitana, San Felipe, El Espiritu Santo’nun da aralarında bulunduğu 5 gemisini kaybetti. Fırtına nedeniyle diğer gemiler hazineyi ve kazazedeleri kurtarmayı başaramadılar, yaklaşık 3.000.000 peso sulara gömüldü ve karaya ulaşan denizcilerden çoğu da Karayip yerlileri tarafından acımasızca katledildi.

Nau Chagas - 1594
Nau Chagas – 1594

1594 – NAU CHAGAS: Doğu Hint Adalarından Portekiz’e dönerken Azor Adalarında İngiliz savaş gemileri tarafından batırılan Nau Chagas, taşıdığı hazinenin yanında yolda kurtardığı iki geminin hazineleriyle birlikte çok sayıda mücevher yüklü sandık ve 3.500.000 peso taşıyordu.

1605 – TERRA FIRMA FİLOSU: Ocak 1605’te Kartagena limanından ayrılan 7 gemilik İspanyol hazine filosu, Jamaika ve Yukatan arasında Serranilla bankından geçerken aniden çıkan bir fırtınaya yakalanmış; gemilerden üçü kurtulurken Neustra Senora de Begonia, Santo Domingo, San Ambrosio ve San Roque isimli 4 kalyon batmıştı. Batan gemiler yaklaşık 4.000.000 peso değerinde altın, gümüş ve mücevher taşımaktaydı.

1616 – SANTISSIMA TRINIDAD: Acapulco’ya giden İspanyol Manila kalyonu, Japonya’nın güneyinde Osumi Geçidi yakınlarında yakalandığı tayfunda batmıştı. Ambarlarında yaklaşık 3.000.000 peso, yani 94 ton gümüş para bulunuyordu.

1641 – MERCHANT ROYAL: DENİZLERİN EL DORADOSU

Denizcilik tarihinin en büyük hazinesi 23 Eylül 1641 günü Britanya açıklarında fırtınaya yakalanarak batan “Merchant Royal” gemisiyle birlikte sulara gömülmüştü. İngiliz tüccarlar tarafından 1627 yılında Londra’da Deptfort Tersanesinde yaptırılan “Merchant Royal”, 32 toplu ve 700 ton kapasiteli dev bir kargo gemisiydi. Battığı sırada İspanya Krallığının kolonilerden gelen altınlarını taşıyordu ve taşıdığı hazinenin değeri o yıllarda devlet hazinesinin neredeyse 1/3’üne eşitti. İşte sulara gömülen tüm zamanların en büyük hazinesinin öyküsü:

Uzun yılar Batı Hint Adalarındaki İspanyol kolonileriyle ticaret yapan Merchant Royal, Kaptan John Limbrey’in sevk ve idaresinde San Domingo’daki İspanyol kolonilerinden ayrılarak İngiltere’ye dönmek üzere yelken açar. Londra’ya dönüş yolu üzerinde Güney İspanya’nın Cadiz limanına uğrar, o dönemlerde İngiltere İspanya ile barış halindedir. Ancak yaptığı uzun yolculukların ardından geminin teknesi kötü bir şekilde su almaya başlamıştır ve Cadiz limanında kaldığı süre boyunca onarım görür.

Aynı günlerde Flanders’ta konuşlanan 30.000 kişilik İspanyol ordusunun masraflarını ödemek için ayrılan altın külçelerini taşımakla görevlendirilmiş İspanyol gemisinde yangın çıkar ve gemi hizmet dışı kalır. Kolonilerden getirilen ganimetlerden ayrılan yüklü miktardaki bu altınların bir an önce deniz yoluyla Antwerp’e taşınması gerekmektedir, Merchant Royal de bu görev için en uygun gemidir.

Kaptan Limbrey, Londra’ya dönüşü sırasında altını Antwerp’e taşımak için gönüllü olur ve böylece Merchant Royal 1641 Ağustosu sonlarında kardeş gemisi Dover Merchant’ın refakatinde yelken açar. Ancak gemi böyle bir sefere hazır değildir ve limandan ayrıldıktan sonra su almaya devam eder. Tahliye pompaları bozulan gemi 23 Eylül 1641 günü Cornwall’ın batısındaki Land’s End burnunun 10 fersah açıklarında fırtınaya yakalanarak batar. 58 kişilik mürettebattan 18’i boğulur, kaptan Limbrey ve 40 adamı filikalara binerek Dover Merchant tarafından kurtarılır, ancak hazinenin kurtarılması mümkün değildir. Kazanın haberinin Londra’ya ulaşması üzerine Avam Kamarasının müzakerelerine ara verilir, hazinenin kaybolmasına tüm Avrupa basınında geniş yer verilecek ve uzun süre manşetlerden inmeyecektir.

Taşıdığı hazine nedeniyle “Denizlerin El Doradosu” olarak ün kazanan Merchant Royal, battığı sırada tahta sandıklar içerisinde yaklaşık 500.000 gümüş İspanyol pesosu, 500 külçe İspanyol altını ve 400 külçe Meksika gümüşü taşımaktaydı. İspanyol hazinesinin yansıra geminin ambarında tüccarlara ait £300.000 değerinde gümüş, £100.000 değerinde altın ve mücevher de bulunmaktaydı.

1656 – SAN FRANCISCO XAVIER: İspanya’nın Cadiz Körfezinde İngiliz filosuyla girdiği çatışmadan sonra iskeleye yönelen gemi, hedefine ulaşamadan hemen önce havaya uçmuş ve 2.000.000 peso, yani 63 ton gümüş parayla birlikte sulara gömülmüştü.

1666 – LA VIERGE DU BON PORT: Denizcilik Bakanı Colbert’in emriyle St. Malo limanından satın alınarak Madagaskar’a yapılacak keşif seferine çıkacak filoya dâhil edilmişti. 20 Şubat 1666’da Le Havre limanına dönerken Manş Adaları açıklarında İngiliz korsanların saldırısına uğradı. La Vierge du Bon Port battığında tahminen £1.500.000 değerinde kargo taşıyordu.

1672 – ISABELA: Veragua Dükü’nün filosunun bir parçası olan kalyon, Sevilla’ya dönerken Santa Maria burnu yakınlarında şiddetli fırtınaya yakalanarak alabora olmuş ve batmıştı. Geminin ambarlarında $1.000.000 değerinde Kolombiya ve Peru altını olduğu tahmin ediliyor.

HMS Sussex - 1694
HMS Sussex – 1694

1681- SOLEIL D’ORIENT: Fransız Doğu Hindistan Şirketine ait 1000 tonluk gemi Siyam Kralının hediyelerini Fransa’ya taşıyordu. Madagaskar’ın güneydoğu ucunda kayalıklara çarparak battı. Ayrıca Bantam Kralının hediyesi olan yüzlerce elmas, Japon İmparatorunun hediyesi 1000 parçalık altın yemek takımı ve Çin İmparatorunun hediyesi porselenler de kargoya eklenmişti.

1694 – HMS SUSSEX: Amiral Francis Wheeler komutasındaki Britanya Kraliyet savaş gemisi HMS Sussex, 19 Şubat 1694 sabahı Cebelitarık açıklarında 100 yılda bir meydana gelen sürpriz bir boraya yakalanarak batmış, bu kazadan iki Türk denizcinin dışında kimse kurtulamamıştı. Geminin ambarları Amiralin Savoy Düküne rüşvet olarak sunacağı, o dönemlerde £1.000.000 değerinde altın ve gümüş paralarla doluydu.

1708 – SAN JOSE: 8 Haziran 1708’de Kartegena açıklarında İngilizler tarafından batırılan gemi yaklaşık 11.000.000 peso, yani 344 ton altın ve gümüş parayla yüklüydü. Ayrıca 116 sandık dolusu zümrüt ve Peru valisinin kişisel hazinesini de taşımaktaydı.

1715 Filosu batığından ele geçirilen altın ve gümüş paralar
1715 Filosu batığından ele geçirilen altın ve gümüş paralarla külçeler

1715 – İSPANYOL HAZİNE FİLOSU: 30 Haziran 1715 gecesi 12 gemiden oluşan filo Florida’nın doğu sahillerinde fırtınaya yakalanmış ve İspanyollara eşlik eden Griffon adındaki Fransız gemisi dışında 11 kalyon batmıştı. Filonun taşıdığı kayıtlı hazine mücevherler ve gümüşler hariç 6.388.000 pesoydu. Kazanın ardından hazinenin büyük bir bölümü kurtarılmış, ancak bir bölümüne ulaşılamamıştı. Halen gemilerin enkazında 2.200.000 peso yattığı tahmin edilmektedir.

1726 – SANTA ROSA: Brezilya açıklarında çıkan yangın sonucu cephaneliği havaya uçarak batan Portekiz bandıralı kalyon, Salvador’dan aldığı 5 tondan fazla külçe altın ve sandıklar dolusu gümüş para taşıyordu.

1738 – LA VICTORIA: Anegada’da batan gemi güvertesinde taşıdığı tüm kargosuyla birlikte sulara gömüldü. Taşıdığı hazinenin bugünkü değerinin $1.750.000 civarında olduğu tahmin ediliyor.

HMS Victory -1744
HMS Victory -1744

1744 – HMS VICTORY: Cebelitarık’tan dönen Amiral Sir John Balchin komutasındaki sancak gemisi HMS Victory, 4-5 Ekim 1744 gecesi Manş Geçidinde büyük bir fırtınaya yakalanmış ve Caskets açıklarında bir kayalığa çarparak batmıştı. İngiliz donanmasının bu en büyük gemisi Lisbon’dan aldığı £400,000 değerinde altın para ve diğer gemilerden ele geçirdiği ganimetlerle yüklüydü.

1750 – EL SALVADOR: Kolombiya’dan İspanya’ya giden filoda bulunan kalyonlardan biri olan el-Salvador, Ağustos 1750’de Carolina ve Maryland arasında fırtınaya yakalanarak battığında ambarlarında 16 sandık gümüş ve 4 sandık altın para taşıyordu.

1755 – NOTRE DAME DE DELIVERANCE: İspanyol altınlarını taşıyan Fransız kalyonu, Havana-Cadiz arasında bilinmeyen bir mevkide kaybolmuştu. Battığı sırada ambarlarında 17 sandıkta toplam 585 kg altın külçeleri, 15.399 adet İspanyol altını, 153 adet altın enfiye kutusu, 1.072.000 adet gümüş sikke, 23,5 kg gümüş, 15 kg gümüş cevheri, değerli taşlar ve mücevherler, altın kabzalı bir kılıç ve bir adet altın saat bulunmaktaydı.

1770 – L’ORRIFLAMME: İspanya’dan Şili’ye giden 1200 tonluk dev kalyon, 4.000.000 pesodan fazla para ve 700’den fazla yolcu taşıyordu. Valparasio yakınlarında fırtınaya yakalanarak tüm hazinesiyle birlikte battı ve kazadan çok az kişi kurtulabildi.

1782 – GROSVENOR: Britanya Doğu Hindistan Şirketinin hazine gemisi, 4 Ağustos 1782 günü Cape Town’un 700 mil kuzeydoğusunda Port St. John’un kuzeyinde Pondoland mevkiinde resiflere çarparak battı. Kargosunda 2.600.000 altın pagoda parası, 1400 altın külçesi, 19 sandık elmas, zümrüt, yakut ve safir ile beraber Hindistan’dan getirtilen mücevher işlemeli altın Tavus kuşu bir taht vardı.

1799 – LA LUTINE: İngiliz firkateyni La Lutine, Vlieland ve Tershelling adaları arasında fırtınaya yakalanarak battığında Hamburg limanından Londra’ya 1000 külçe altın ve 500 külçe gümüş taşıyordu. Külçelerin çok azı kurtarılabildi.

RMS Amazon - 1852
RMS Amazon – 1852

1804 – NUESTRA SEÑORA DE LAS MERCEDES: Nuestra Señora de las Mercedes’in de aralarında bulunduğu Güney Amerika’dan İspanya’ya dönen 4 gemilik filo, Cape Santa Maria açıklarında İspanyol karasularında İngilizlerle karşılaşır. İngilizler rotalarını değiştirip İngiltere’ye dönmeyi talep ederler ancak İspanyol gemileri ateşle karşılık verir. Kısa bir çatışmadan sonra Nuestra Señora de las Mercedes havaya uçarak batar. 4.436.519 altın ve gümüş peso ile birlikte büyük miktarda mücevherin de sulara gömüldüğü bu olayın ardından İspanya İngiltere’ye savaş ilan edecektir.

1852 – RMS AMAZON: Batı Hint adalarına sefer yapan R.M.S.P. şirketine ait gemide 4 Ocak 1852 günü yangın çıkmış ve cephaneliği infilak ederek batmıştı. Kargosunda o zamanın parasıyla £100,000 altın, £20,300 madeni para ve £5,150 değerinde cıva vardı.

1872 – NAPRIED: Beyrut limanından hareket eden gemi Haziran 1872’de çıkan yangın sonucu batmış, değerli kilim koleksiyonları ve 5.000 parça antikanın yanı sıra çok sayıda nadir Bizans, Roma, Yunan ve Venedik sikkeleri kaybolmuştu.

1890 – PRINS FREDERIK: Java’ya gitmekte olan Holanda gemisi, 25 Haziran 1890 günü İngiliz buharlı gemisi The Mapessa ile çarpışarak battı. Ambarlarında Batavia’daki Felemenk ordusuna ödenmek için ahşap sandıklarda gönderilen 400.000 gümüş para bulunuyordu.

1915 – SS ANCONA: Napoli-New York arasında seferler yapan yolcu gemisi 6 Kasım 1915 günü Sardinya’da Carbonara Burnu açıklarında Alman denizaltısı tarafından torpillenerek batırıldı. Taşıdığı 12 varil altın para ve gümüş külçeler sulara gömüldü.

1917 – SS LACONIA: 25 Şubat 1917 günü Fastnet’in 160 mil batısında alman U-50 denizaltısı tarafından batırılan geminin kargosunda 1000 gümüş külçe, 132 kutu gümüş para ve çok değerli evraklar bulunuyordu.

SS Benmohr - 1942
SS Benmohr – 1942

1941 – SS GAIRSOPPA: 17 Şubat 1941 günü alman U-101 denizaltısı tarafından İrlanda’nın 200 mil güneybatısında batırılan İngiliz kargo gemisi, 2600 ton dökme demir, 1765 ton çay, 2369 ton çeşitli kargo ve £600,000 değerinde yaklaşık 217 ton gümüş külçe ve para taşıyordu.

1942 – SS BENMOHR: 5 Mart 1942 günü Freetown’un 210 mil güneybatısında Alman U-505 denizaltısı tarafından batırılan geminin 8539 tonluk kargosunda büyük miktarlarda dökme demir, kauçuk ve 46,5 ton gümüş vardı.

1942 – SS CITY OF WELLINGTON: 21 Ağustos 1942 günü Güney Afrika Freetown açıklarında Alman U-506 denizaltısı tarafından torpillenen gemi 500 ton krom cevheri, 200 ton bakır cevheri ve platin taşıyordu.

1942 – SS CITY OF CAIRO: 6 Kasım 1942 günü St. Helena’nın 450 mil güneyinde Alman U-68 denizaltısı tarafından batırılan gemi dökme demir, ahşap, kumaş, pamuk, manganez cevheri ve 2000 kutu gümüş para taşıyordu.

 

Sabri Çağrı Sezgin

scsezgin@gmail.com

 

BATIK HAZİNE GEMİLERİ” te bir düşünce

  1. Erdoğan ÖZCAN diyor ki:

    Eski bir denizci olarak denizciliğimize yaptığınız katkılardan dolayı sizi öncelikle tebrik ederim, derlediğiniz bilgileri büyük bir keyifle okuyor ve takip ediyorum. Yazılarınızın devamını diler, bu yoldaki kıymetli çalışmalarınız için teşekkür ederim.

    • Sabri Çağrı Sezgin diyor ki:

      Yorumunuz için size çok teşekkür ederim Erdoğan Bey, yazılarımızı beğenmenize çok memnun oldum. Elimizden geldiği ölçüde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Saygılarımla.

  2. hikmet bora diyor ki:

    selam hazine veya degerli esyalarla batan Turk sularinda gemiden bahsetmiyorsunuz ,oysa butun kiyilarimiz 3000 yillik medeniyetlere besiklik yapmis bu sularda hicmi degerli yuk tasiyan gemi batmamis

    • Sabri Çağrı Sezgin diyor ki:

      Elbette Türk karasularında değerli hazinelerle batan gemiler de olmuştur, ancak maalesef eldeki kayıtlar 15. yy’dan öncesine gitmiyor. Aslında yazıda Türk karasularında batan bir gemi var: 1872’de batan NAPRIED Beyrut açıklarında batmıştı ve Beyrut o dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeydi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Copyright © 2023 Marinist